Raksha Bharadia'ya anlatıldığı gibi.

Ona Anita diyelim. Kendisi bir mücevher tasarımcısı ve bir akşam şarap içerken bana evliliğinden bahsetti. Ve Amerikalıların açılmaya karar verdiklerinde olduğu gibi, açık sözlü ve son derece dürüsttü. Sevgilisiyle tanıştığında 16 yıldır evliymiş.

Karısına yıldönümü hediyesi almaya gelmişti. İronik, değil mi? Aşk gibi hissettirdi, belki de öyleydi. Gün doğumu daha güzel görünüyordu, çiçekler daha tatlı kokuyordu ve sabah uyandığımda ondan bir mesaj veya sesli mesaj olup olmadığını görmek için sabırsızlanıyordum. Bazen günde on tane olmak üzere fotoğraf alışverişi yapıyorduk. Bana istendiğimi ve güzel olduğumu hissettirdi. Benimle ilgili her şeyi takdir ediyordu, tasarımlarımıGiyinmek, dudaklarım... Spor salonuna bir saat faresi hassasiyetiyle gidiyordum, daha fit, daha formda oluyordum ve aynada bana bakan kişiyi seviyordum. Aşıktım, sadece ona değil, kendime ve hayata. İnanılmaz mutluydum. Hani derler ya, bir ilişki içindeyken insanın dikkat etmesi gereken şeylerden biri de kendi neşesini göstermesidir. Aptal sırıtışım ve cennetteyimbakışları beni ele verdi.

Zaten bir ilişkiyi uzun süre saklayamazsınız. Kocam bunu öğrenip benimle yüzleştiğinde itiraf ettim. Ona aşık olduğumu ve ertesi gün sevgilimle taşınacağımı söyledim. Kararımdan yüzde yüz emindim. Sevgilimle böyle bir durumu tartışmış ve hareket tarzımızı belirlemiştik ve o gün gelmişti. O zaman çok kızgın olan kocam beni durdurmadı.Gidiyorum.